top of page

Evlilikte dengeyi bozan dönemler!

  • Yazarın fotoğrafı: İlksen Kalıpçıoğlu
    İlksen Kalıpçıoğlu
  • 20 Ağu 2020
  • 3 dakikada okunur

Yıllar geçti…

Büyüdünüz ve okul ya da iş hayatınızda o hep yanınızda olan, sizi destekleyen, aşık olduğunuz kişiyle evli olma fikrine sıcak bakmaya başladınız…

Öyle ya bunca zaman tüm stresli dönemleri beraber geçirdiniz. Hep yanınızdaydı hep destek olmuştu hem de seviyordunuz… olurdu... Bir hayat onunla geçerdi…

Evlendiniz…

Evlilik bir denge işidir. Evliliğinizde ve hayatınızda, her bir unsur dengede ve eş zamanlı ilerlemedir.



Evliliği sürdürmek dile kolay;

Evliliğin ilk dönemleri çok güzeldi. Sanki hala evli gibi değilde aynı evde yaşayan iki sevgili gibiydiniz. Bazı farklar vardı sadece. Aynı evde daha önce beraber yaşamış olsanız bile evlenince farklılıklar olmaya başlamıştı sanki… (hani şu “imzayı atınca işler değişti” dediklerindeki gibi)

Kaç yaşında evlenmeye karar verdiniz ve evlendiniz?

O yaşa kadar farklı aileler tarafından yetiştirilmiş olduğunuzun farkında mısınız?

Türkiye’de evlilikler aileler arasında yapılır derler. Ailelerin birbirine benzemesi önemlidir.

Yalnız aklınızda tutmanız gereken ilk şey aynı ailede yetişmiş kardeşlerin bile farklı olduğunun bilinciyle sizin farklı ailelerde yetiştiğinizin farkında olmanızdır.

Karşınızdaki kişiden sizin orijin ailenizdeki anne - babanız gibi davranmasını bekleyemezsiniz. Kaldı ki o artık imzayı atmış ve içgüdüsel olarak eşiniz olarak görmüş olduğu rol modelini yürürlüğe koymuştur. Artık sevgiliniz değil sizin eşinizdir ve kendi dünyasındaki “eş modeline” göre davranışlar gösterecektir. Tabi siz de.

Balayı dönemi dediğimiz dönem biterken, artık evliliğinizdeki o ilk dengesizlik dönemi yavaş yavaş rayına oturur tekrar aranızda bir denge kurulur. Size bu noktada bir iyi bir kötü haberim var. İyi haber şu; ilk dengesizlik döneminde aranızdaki aşk oldukça güçlüdür ve dengeler çok hızlı tekrar kurulur. Kötü haber, evlilik sürerken evliliğin dengesini bozabilecek pek çok döneminiz olacak, hazırlıklı olun.

Tebrikler… Anne Baba oldunuz.

Bir bebeği dünyaya getirmek oldukça önemli, ciddi ve cesaret isteyen bir karar. Bu sebeple gerçekten birer tebriği hak ettiniz. Ancak Evliliğinizdeki doğum olayı tekrar tüm dengeleri değiştirecektir. Dikkatli olun… Sağlam durun. Anne için yeni doğum yapmış, duygular ve hormonlar değişkenlik gösteriyor. Baba için yeni ve sonlanmayacak bir sorumluluğun başlangıcı ve aile için hiç kopmayacak bir bağ ve tarifsiz bir sevgi kaynağı.

Doğumdan sonraki dönemler beni hep ürkütür. Evliliğinizde Karı - Koca rollerinizin dışında bir de Anne - Baba rollerinizi üstlendiniz ve yeni davranış modelleriniz devrede…

“Anne Baba olmuşsak daha da iyi işte.. Artık eşimle hiç kopmayacak bir bağımız var.” diye bir düşüncedeyseniz toplayın kendinizi! Evet siz o küçük insan için hep anne baba olacaksınız ama unutmayın çocuk evliliği kurtarabilmek için kullanabileceğiniz bir koz değil. Tam tersine, yeni rollerinizle birlikte eşinizle ayrı düşüncede olma ve kavga etme ihtimaliniz artmış durumda.

Çocuklar doğdu, Anne - Baba rollerinizi, sorumlulukları da aldınız. Hayat sürüp giderken geri plana attığınız eş olma rolünüzü ihmal etmemenizi öneririm, tehlikeli bir noktadır. Bu noktada sadece çocuklarımız önemli diyerek birbirinizi ihmal ederseniz, kaybedersiniz. Eşler arasında kopukluk olmaya başlar, iletişim sorunları oluşur, bu iletişimsizlik cinsel hayatınıza da mutlaka yansır.

Maddi açıdan yaşanan problemler de evlilikleri ciddi anlamda etkiler. Maddi problem karşısında gösterilen çaba, yaklaşım eşiniz hakkındaki duygu ve düşüncelerinizi değiştirebilir. Maddi problemler evlilikte yeni bir dengesiz dönem yaratabilir. Tekrar dengeye gelebilmek için konuşmalı, çözüm üretmeli ve çaba harcamalısınız. Üstelik Türkiye’nin ortamında bu kaslarınız çok güçlü olsa iyi olur. Çünkü bu maddi sebeple dengeler sık sık değişebilir.

İş güç, çocuklar derken birbirinize zaman ayıramadınız bu da cinsel hayatınızı etkiledi. Artık sevgili olduğunuz ya da yeni evlendiğiniz zamanlardaki gibi birbirinize ilgi duymuyorsunuz.

Ya da eşiniz sizi bu konuda mutlu etmiyorsa, bu konuyu görmezden gelmeyi bırakıp hemen bir çözüm arayışına girmenizi şiddetle tavsiye ederim. Hatta Cinsel hayatınızda bir sorun belirtisi varsa bile yılların ilerlemesini beklemeyin ki çözmeniz kolay olsun. Cinsellik ülkemizde hala bir tabu olması sebebiyle herkes her şey yolundaymış gibi yapmaya, sorunu göz ardı etmeye o kadar hevesli ki, ne kadar çok evlilik bu sebeple bitiyor size anlatamam. Tabi çevreye karşı başka bir sebep öne sürülüyor. “Şiddetli Geçimsizlik” mesela…

Sadakatsizlik, aldatma bambaşka bir yazının konusu, burada kısaca evlilikte dengeyi bozan bir unsur olduğu için değinmek istedim sadece. Eğer her şey yolunda giderken birden bire huyun suyun değişmesi durumu söz konusu ise orada bir aldatma durumu vardır mutlaka. Aldatmaktan kastım sadece cinsel anlamda gidip başkasıyla birlikte olma durumu değil. Aldanmanızı sağlayacak her türlü davranışı kastediyorum. Tam dürüst olamama durumu diyebiliirm.

Bu yazıyı okuyunca evlilikten soğudunuz değil mi? Aile ve İlişki danışmanı olarak amacım sizi evlilikten soğutmak değil elbette, sadece evliliği sürdürmenin ne kadar zor bir durum olduğunun farkına varmanızı istiyorum. Eğer evlendiyseniz cesaretlisiniz. Evliliği dengede tutabiliyorsanız kendinizi sanşlı ve başarılı hissedebilin diye bu yazıyı kaleme aldım.

Evlilik uzun bir maratondur, süreç içerisinde desteğe ihtiyaç duyarsanız danışmaktan, konuşmaktan çekinmeyin.

Yukarıda anlattığım hiç bir sorun çözümsüz değil. Yeter ki pes etmeden, ilişkiyi çok yormadan önce destek alabilme cesaretini gösterin.

Evliliği devam ettirmek isterseniz her şeyi yeniden dengeye oturtabilecek güçe sahip olduğunuzu sakın unutmayın…

 
 
 

Comments


İLETİŞİM

İlksen KALIPÇIOĞLU

ADRES

Bağdat Caddesi German Apt. No: 456 K: 4 

34740, Kadıköy / İstanbul

EMAIL

​​ilksenkal@gmail.com

GSM

0 541 511 26 26

  • Black Instagram Icon
  • Black Facebook Icon
  • Twitter

© 2019 - 2025 Tüm hakları saklıdır. ilksenkalipcioglu.com.

bottom of page